Paradoks; mantıksal olarak kendi içinde çelişkili bir ifade veya kişinin beklentisine aykırı bir ifadedir. Bunlar, “karşıtların kalıcı birliğine” yol açan “birbirine bağlı unsurlar arasındaki kalıcı çelişki” ile sonuçlanır.Kaynak
Riyakar; sahip olduğu fikir ve düşünceleri doğrultusunda davranmayan kimse. Kaynak
Aslında bir paradoksal olguyu oluşturanın hem mantık hem de algı olduğunu söyleyebilirim. Tamamen yerli ve milli olan, bu topraklarda yetişip günümüze kadar gelen şey; Paradoksal Riyakarlık.
Yaşadığım toplumun basmakalıplarından yola çıkarsak “Türkiye’nin %99’u Müslüman” ve geri kalan %1’i = ben. Dini inancı sorulduğunda ‘elhamdülillah müslümanım = allah’a şükür’ diyen kişiye ben de ardından nedenini sorduğumda cevap alamamam ise bahsettiğim şeyin sonucudur. Memnun olup şükrettiği ve hatta yaşam şekli olarak saydığı şeyi bilmemesi ve bilmesi içinse okuması gerekli olan kitabı okumaması…
Bu durum sadece ‘elhamdülillah müslümanım’ dinine inananlar için geçerli değil, kendini dindar sayanlar ‘şeriat’ adlı yönetim biçimini savunup istediklerinde şeriatın ne olduğunu ve nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum. Ardından aldığım cevap = {} yani boş küme. Elbette allahın emirleri yasaları deniyor fakat içeriği nedir uygulaması nedir diye sorduğumda kem + küm. Sadece bu ülkede değil diğer toplumlar içinde aynı şey geçerli. Diğer ülkelerin de dindar insanları ‘muhafazakar’ olup ne yaptığını bildiğini zannederek yaşayabiliyor. Amişler, teknolojiyi günah olarak sayıp telefon, araba, bilgisayar vs. kullanmıyor. Tıpkı bizim gibiler yahut biz onlar gibiyiz ki ilk televizyonun yaygınlaşma dönemlerinde “şeytan icadı” denilip kullanılmaması gerektiğini söyleyen insanlar var. Ama inançlarının kaynağı olan kutsal kitaplarda yasaklamalar yok.
Diğer taraftan ise bu inançlara karşı çıkan insanların demokrasi ve yasaları savunup istemeleri, tam tersi düşünenlerin cahil ve aptal olduklarını söylemeleri de bu ülkede paradox.
Toplumun ne kadarı ait olduğu ülkenin tabi olduğu kuralları biliyor? Anayasayı, okuyan kaç kişi var? Peki sözde bahsettikleri ve borçlu olduklarını söyledikleri Atatürk’ün ilkeleri fikirleri ve nutuk okuyan bilen kaç kişi var? Yaşadığım toplumda cehalet oranı, ben dahil %90 desem haksız sayılmam. Tabii ki isim veremeyeceğim ama hani çok sevilen hap bilgilerden veriyim ki cahillerde anlasın.
Müslüman kuran okumaz, inanmayan inanmadığı şeyi bilmez okumaz, Atatürkçü nutuk okumaz, meslek sahibi iş ve etiğini okumaz, vatandaş kanunları okumaz. Ama herkes, bildiğini okur.
Neredeyse herkesin başkalarına verecek akılları var ama keşke birazını kendilerine saklayıp kullansalar, gelişme olabilir gibi geliyor…